-
1 стол
masa* * *м1) masaобе́денный стол — yemek masası, sofra
пи́сьменный стол — yazı masası, yazıhane
2) ( приём пищи) sofraза столо́м (за едой) — sofra başında iken, yemek yerken
у нас бы́ло о́чень ве́село за столо́м — bizim sofra çok şendi
встать из-за стола́ — sofradan kalkmak
пригласи́ть кого-л. к столу́ — birini sofraya davet etmek; birine sofraya buyurun demek
3) (пища, еда) yemekдома́шний стол — ev yemekleri
моло́чный стол — süt perhizi
4) ( отдел в учреждении) masa; büro, daireстол нахо́док — bulunmuş eşya bürosu / dairesi
стол зака́зов — (mağazada) sipariş bürosu
••сесть за стол перегово́ров — görüşme masasına oturmak
-
2 auffahren
auf|fahren2) ( dicht anschließen) arkasına girmek3) ( aufschrecken) ürkmek, (yerinden) sıçramak [o fırlamak]7) ( vorbeifahren) önünden geçmek1) mil dizmek;die Panzer sind aufgefahren tanklar dizildiler -
3 Tisch
Tisch <-(e) s, -e> [tıʃ] mmasa; ( Tafel) sofra;den \Tisch decken sofrayı kurmak;am \Tisch sitzen masada [o sofrada] oturmak;am runden \Tisch yuvarlak masada;sich an den gedeckten \Tisch setzen ( fig) hazıra konmak;unter den \Tisch fallen ( fam) dikkate alınmamak;etw unter den \Tisch fallen lassen ( fam) bir şeyi dikkate almamak;jdn unter den \Tisch trinken ( fam) içki içmede birinden baskın çıkmak;etw ist vom \Tisch ( fam) bir şey gündemden kalkmış olmak;reinen \Tisch machen ( fam) hâle yola koymak;etw vom \Tisch wischen ( fam) bir şeye kulak asmamak;zu \Tisch bitten sofraya buyur etmek -
4 table
n f1 meuble masa ['masa]♦ mettre la table sofrayı kurmak♦ être à table sofrada oturmak♦ à table ! sofraya buyrun !2 table des matières içindekiler3 table ronde yuvarlak masa toplantısı
См. также в других словарях:
oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük